...... Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk milleti denir . Mustafa Kemâl ATATÜRK......

22 Aralık 2014 Pazartesi

SEN-BEN-BİZ

Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana kadar sürüp gidecek?
Mademki sen, bensin, ben de senim, artık bu senlik ve benlik nedir?
Biz Hakk'ın nuruyuz, Hakk'ın aynasıyız.
Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz?
Bir aydınlık, bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor?
Biz hepimiz, bütün insanlar, tek bir vücud halinde, olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz.
Fakat neden böyle şaşıyız?
Aynı vücudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları böyle hor görürler?
Aynı vücutta bulunan sağ el, ne diye kendi sol elini hor görür?
Her ikisi de mademki senin elindir, aynı tende uğurlu ne demek, uğursuz ne demek?
Biz hepimiz, bütün insanlar hakikatta tek bir cevheriz.
Aklımız da bir, başımız da bir.
Fakat kambur felek yüzünden biri, iki görür olmuşuz.
Haydi, şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin.
Sen kendinde kaldıkça, bir habbesin, bir zerresin, fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!
Bütün insanlarda aynı ruh vardır, fakat bedenler, tenler yüzbinlercedir.
Nitekim dünyada sayısız badem vardır, ama hepsinde de aynı yağ bulunmaktadır.
Dünyada çeşitli diller, çeşitli lügatler var, fakat hepsinin de anlamı birdir, çeşitli kaplara konan sular, kaplar kırılınca birleşirler, bir su halinde akarlar.
Tevhidin ne demek olduğunu anlar da, birliğe erersen, gönülden sözü, manasız düşünceleri söküp atarsan, can, mana gözü açık olanlara haberler gönderir, onlara gerçekleri söyler.
[Divan-ı Kebir'den alıntı]

ATATÜRK İLKELERİ

CUMHURİYETÇİLİK
Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir_(1925)

MİLLİYETÇİLİK
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur_(1923)

HALKÇILIK
Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir_(1921)

LÂİKLİK
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz_(1926)

DEVLETÇİLİK
Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak_(1936)

DEVRİMCİLİK
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır_(1925)

M.KEMÂL ATATÜRK